Sinop Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe OSMANLI EĞİTİM SİSTEMİNDE BİR NEPOTİZM ÖRNEĞİ: BEŞİK ULEMALIĞI(2023) Kul, Ömür Bilsay; Çevik, UmutOsmanlı İmparatorluğu idari olarak teşkilatlanma sürecinde, kendinden önce kurulan Müslüman Türk devletlerinin ilmiye sınıfına dair teşkilatlanma yapısını da değerlendirerek kendine özgü bir eğitim sistemi kurmuştur. Osmanlı eğitim sisteminin merkezinde ve temelinde ise medreseler bulunmaktadır. Osmanlı Devleti’nde 16. yüzyıldan itibaren başlayan ve 17. yüzyılda belirginleşen bozulmalar, eğitim sistemine de sirayet etmiştir. Bu durum müderrisliğe sıra ve sınav ile atama usulü olan mülazemet sisteminde de etkisini göstermiştir. Özellikle II. Mehmet’in Teşkilat Kanunnamesi ile birlikte ilmiye sınıfında yer alan kişilerin erkek çocuklarına devlet kadrolarında istihdam edilmek üzere bazı imtiyazlar tanınmıştır. Bu imtiyazlar ile çok küçük yaştaki çocuklara dahi mollalık, kadılık ve müderrislik gibi unvanlar verilmesi sonucunda beşik ulemalığı kavramı ortaya çıkmıştır. Beşik ulemalığı, aile üyeleri ve yakın akrabalara yönelik bir kayırmacılık uygulaması olarak da tanımlanan nepotizme bir örnek oluşturmaktadır. Bu çalışmada doküman analizi yöntemi vasıtasıyla beşik ulemalığı kapsamında ilmiye sınıfına mensup Ebussuud Efendi ve Mevlâna Muslihüddin Kastalani gibi diğer ulemaların da icraatları incelemeye tabi tutularak, Osmanlı eğitim sisteminde nepotizmin varlığı ortaya konmuştur.Öğe Sinop Kültür Mirasında Drama Unsurları(2023) Usakli, HakanSinop, Orta Karadeniz bölümünde Türkiye’nin en kuzeyinde bulunan bir yarımada şehri-dir. Şehrin Antik Çağ'da, Paflagonya bölgesi içinde kalan Sinop'un saptanabilen en eski adı, Sinope'dir. Bir rivayete göre kent adının kurucusu kabul edilen aynı isimli Amazon kraliçesinden almıştır. Sinop antik dönem de dahil olmak üzere Roma, Bizans, Anadolu Selçuklu ve Osmanlı kültürel mirasından özellikler taşır. Kültür insanoğlu tarafından oluşturulan ve şekillendirilen ortamın bir parçasıdır. Kültür cinsiyet, din, dil, fiziki yeterlilik ya da yetersizlik gibi pek çok durumdan etkilenmek-tedir. Çokkültürlülük pek çok değişkeni içermektedir. Bu değişkenler yaş, cinsiyet ve yaşa-nılan yer gibi demografik değişkenleri; sosyo-ekonomik durum ve eğitim durumu gibi du-rumsal değişkenleri; resmi ve gayri resmi üyelikleri ve milliyet, ırk, dil, din gibi etnografik değişkenleri kapsamaktadır. Sinop bir liman şehri olmasından dolayı çok kültürlü yapıda-dır. Drama oyunun gücünü eğitimde kullanan bir alandır. Erken çocukluk dönemin-den itibaren yetişkinliği de içine alan bütün yaşam dönemlerinde oyuna eğilimleri vardır. Dramanın oyunsu özelliği, yaratıcı edimlere ve yaratıcılık süreçlerine uygunluğu dikkati çekmekte ve dramanın eğitimde kullanımı söz konusu olmaktadır. Drama çağrışımların, duyguların, bilgi ve deneyimlerin özgürleştiği bir ortamın sağlanmasıdır. Drama, bir sözcü-ğü, bir kavramı, bir davranışı, bir cümleyi, bir fikri, atasözünü ya da özlü sözü bir yaşantı-yı, bir olayı tiyatro tekniklerinden yararlanarak oyun ya da oyunlar geliştirerek canlandır-maktır. Bu bölüm Sinop kültürel mirasına ilişkin olarak daha önce bilinmeyenler üzerine odaklanmamıştır. Aksine kültüre etki eden doğa özellikleri, tarihi ve sözlü edebiyat örnek-lerinin drama ile nasıl anlatılacağı bu bölümün amacıdır. Sinop’ta yetişmiş ünlü kişilerin hayatları canlandırılmış, merkezdeki büstler heykel tekniğiyle anlatılmış ve dönüm nokta-sı olabilecek kararlar forum tiyatroyla değerlendirilmiştir.Öğe Şehir Marka Değerinin Algısal Boyutunun Satın Alma Niyeti ve Davranışı Üzerine Etkisi(2023) Eravcı, AbdullahBazı şehirler diğerlerine göre tüketicinin ilgisini daha fazla çekmeyi ve daha çok ürün satmayı başarabilmektedir. Tüketicinin ilgisini çekmeyi başarabilen şehirlerin tüketici algısını hedef alan marka değeri oluşturma çabaları dikkat çekmektedir. Marka değeri üzerine biri finansal, diğeri tüketici yaklaşımı olmak üzere iki yaklaşım söz konusudur. Bu çalışmada şehir marka değerinin algısal boyutunun tüketici satın alma niyeti ve davranışı üzerindeki etkisine odaklanılmaktadır. Amaç, şehirlerin ekonomik yönden gelişmesine ve şehir pazarlaması çalışmalarına katkıda bulunmaktır. Şehir pazarlamasında marka değerinin tüketici algısal boyutuna odaklanan çalışmalara nadiren rastlanmaktadır. Pazarlamanın genel ilkelerinde olduğu gibi şehir pazarlamasında da tüketici satın alma niyetinin oluşması ve satın alma davranışında marka değeri rol oynamaktadır. Şehir pazarlaması bağlamında bu çalışmada satın alma niyeti ve davranışının oluşmasında toplamda algılanan marka değerinin, marka değeri bileşenlerinden farkındalık, kalite ve marka çağrışımları boyutlarının rol oynadığı varsayılmaktadır. Bu varsayım üzerine daha önce Sinop ili örnekleminde yapılan doktora tezi araştırması temel alınarak 414 katılımcıyla gerçekleştirilen nicel çalışma verileri kullanılmıştır. Elde edilen bulgulara göre algılanan şehir marka değeri, kalite ve marka çağrışımlarının satın alma niyetini olumlu yönde etkilemektedir. Şehir marka farkındalığının satın alma niyeti ve davranışını desteklemediği anlaşılmaktadır. Bu alanda yapılacak ileri çalışmalar için tüketici satın alma niyeti ve davranışı üzerinde etkisi olan şehir marka değeri alt boyutlarının ayrı ayrı çalışılabileceği önerilmektedir.Öğe ÖĞRETİMDE DEĞİŞEN MEKÂN VE YENİ YATAY ONTOLOJİ(2023) Ateşoğlu, NadirMekâna sahip olmak bir etkileşim biçiminde temel öğelerden biridir. Öğretim mekânın yüz yüze veya uzaktan-dijital bir biçimde kullanımı akademisyen ve öğrenciler arasındaki iktidar ilişkisini derinden etkilemektedir. Halihazırda yüz yüze öğretimde kullanılan derslik ve amfiler -yapısı gereği- kapatma, gözetleme ve denetlemeye elverişli mekânlardır. Öğretimde mekân bu şekilde kullanıldığında taraflar arasındaki ilişkiyi zorunlu olarak ve belirli bir ölçüde hiyerarşik bir biçime dönüşmektedir. Öte yandan günümüzde öğretim mekânı sanal bir yöne doğru evrilmektedir. Dijitalleşme ve onun beraberinde getirdiği bağlantısallık, sahip olduğu sanallık ve somut bir mekân tanımazlık nedeniyle yapısı gereği hiyerarşik ilişki biçimine uygun değildir. Bu durum bir taraftan eskisine göre çok daha yatay ve bağlantısal bir öğrenme anlamına gelmekte ve diğer taraftan öğrenci ve akademisyenler arasındaki ilişki biçimini yeniden yapılandırmaktadır. Bu çalışmada öğretimin sanallaşmasıyla, üniversitelerde öğrenci ve akademisyenler arasındaki iktidar ilişkisini nasıl değişebileceği tartışılmaktadır.Öğe Kapitalizm Üzerine Bir Değerlendirme: Asgari Ücret Tespit Komisyonu(2023) Aydın, Habib; Şenyüz, Fatih Yılmazİnsanlık tarihinde özel mülkiyetin neden olduğu sınıf ayrımı; ilkel dönemde efendi-köle, fe- odal dönemde serf-senyör, kapitalist evrede burjuva-proletarya şeklinde sürekli devam et- miştir. Kapitalist evrede sınıflar arası mülkiyet eşitsizliğini gizlemek için emeklilik, sigorta ve işçi hakları gibi hukuki düzenlemeler yapılmıştır. Çalışmanın amacı, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun sermaye sınıfı ve işçiler arası bir hukuki mutabakat olmaktan ziyade sınıfsal bir dayatma olduğunu göstermektir. Kapitalist dönemde liberalizm ideolojisi, sosyalizmin sınıf çatışması iddiasına, sınıflar arası bir uzlaşı olarak cevap vermeye çalışmıştır. Bu ça- lışma, Asgari Ücret tanımı ile işçilerin emekleri karşılığında minimum yaşam standartından ziyade sermaye karşısında daha çok bağımlı ve sömürüye maruz kalmaları iddiasına dayan- maktadır. Günümüzde asgari ücretli çalışan sayısının artması, komisyon kararlarının ne denli önemli olduğunu göstermektedir. Ayrıca Asgari Ücret, bir ekonomideki milli gelirin bölüşü- müne ışık tutmaktadır. Gini Katsayısı ve Lorenz Eğrisi ile sınıflar arasındaki gelir dağılımı adaletsizliği analiz edilecektir. Çalışmada derleme yöntemi ile içerik analizi kullanılmıştır.Öğe MATEMATİK ÖĞRETMENLERİNİN MATEMATİK DERSLERİNDE TEKNOLOJİ KULLANIMINA YÖNELİK ALGILARI(2023) Taştepe, Mehtap; Alkan, SelçukTeknolojinin hızlı değişimi eğitim sistemini de etkilemiştir. Bu değişimdeki en önemli öge ise öğretmendir. Bu nedenle öğretmenlerin teknoloji ve teknoloji kullanımına yönelik düşünceleri önemlidir. Özellikle teknolojinin yoğun olarak kullanılabileceği matematik derslerinde öğretmenlerin bu yaklaşımı daha kritiktir. Bu araştırmada ortaokul ve lise matematik öğretmenlerinin eğitimde teknoloji kullanımına yönelik algılarının ve bu doğrultuda teknoloji uyum düzeylerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla çalışmada nicel araştırma yöntemlerinde betimsel desen kullanılmış ve “Matematik Öğretmenleri Teknolojiye Yönelik Algı” anketi araştırmacılar tarafından uyarlanmış ve kullanılmıştır. Verilerin analizinde SPSS paket programından yararlanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre matematik öğretmenlerinin matematik derslerinde teknoloji kullanımına olumlu bakarken, sınıfta teknoloji kullanımına olumsuz baktıkları belirlenmiştir. Köydeki öğretmenlerin şehirdeki öğretmenlere göre daha olumlu baktıkları, yönetici ve velilerin ise olumsuz bir yaklaşım gösterdikleri görülmüştür. 40 yaş altı matematik öğretmenleri, 50 yaş üstü matematik öğretmenlerine göre öğrencilerin teknoloji ile daha iyi matematik öğreneceklerini düşünmektedirler.Öğe M. Foucault'nun İktidarına Karşı J. Scott'un Direnişi: Söylem, Kapatma ve Gözetlemeye Karşı Alt-Politika(2024) Ateşoğlu, NadirFoucault iktidarı bir töz değil aksine bir ilişkiler ağı olarak tanımlamaktadır. İnsanın olduğu her yerde kaçınılmaz olarak bir iktidar ve iktidara maruz kalanlar vardır. Ona göre iktidarın olduğu her yerde doğal olarak direniş de bulunmaktadır. Ancak o genellikle direnişin nasıl olacağından ziyade muktedir olanların iktidarlarını sürdürme biçimlerini anlamaya çalışmaktadır. J. Scott ise özellikle zayıf olanların kendilerine uygulanan iktidar karşısında nasıl bir direniş biçimi benimsediklerine odaklanmaktadır. Bu çalışmanın amacı M. Foucault’nun iktidar odaklı perspektifine karşı J. Scott‘un gündelik ve dolaylı direniş biçimlerinin neler olabileceğini ve olası etkilerini tartışmaktır. Çalışmanın sonunda bir iktidar ilişkisinde bulunan tüm tarafların aktif özneler olarak bilinçli hareket ettiği değerlendirilmiştir.Öğe Görsel Sosyal Medya Pazarlama Ölçeği'nin Türkçe Diline Uyarlanması: Güvenilirlik ve Geçerlilik Araştırması(2024) Sezgin, SemihSosyal medya mecralarının yaygın kullanımı ile oluşan sosyal medya pazarlaması popülaritesinin gün geçtikçe arttığı belirtilebilir. Birçok sosyal medya platformunun görsel iletiyi daha yaygın biçimde kullandığı gözlenmektedir. Bu araştırma, tüketicilerin sosyal medya kullanımlarında görsel sosyal medya pazarlama faaliyetlerine dair Kujur ve Singh (2020) tarafından ortaya konulan Görsel Sosyal Medya Pazarlama (GSMP) Ölçeğinin Türkçe diline uyarlanması amacı ile yapılmıştır. Bu amaç doğrultusunda orijinal ölçek, orijinal kaynak dilini iyi bilen 2 akademisyen tarafından birbirinden bağımsız olarak Türkçe diline çevrilmiştir. Araştırma Sinop Üniversitesinde eğitim gören lisans ve önlisans öğrencilerinden oluşan örneklem üzerinden gerçekleştirilmiştir. Keşfedici Faktör Analizi (KFA) için örneklem hacmi 110, Doğrulayıcı Faktör Analizi (DFA) için ise 108 olmuştur. Çalışmada herhangi bir sosyal medya platformu baz alınmamış ve örneklem modeli kolayda ve kartopu örnekleme yöntemleri ile oluşturulmuştur. Orijinal ölçekte yer alan 3 boyut (bilgi, eğlence ve teşvik) toplam 10 ifade ile temsil edilmektedir. Veri analizinde IBM SPSS 21 ve AMOS 24 Paket Programları kullanılmıştır. Veri setinin Normallik ve Güvenilirlik testleri SPSS 21 ile gerçekleştirilmiştir. 10 ifadeli GSMP ölçeği KFA sonucunda tek faktörlü bir yapıda elde edilmiştir. Elde edilen model, toplanan farklı veri seti kullanılarak DFA ile test edilmiştir. Yapılan analiz neticesinde modelden 3 madde çıkarılmış ve iyi uyum değerleri ile GSMP ölçeği oluşturulmuştur. Modele ait güvenilirlik ve geçerlilik testleri DFA ile gerçekleştirilmiş ve GSMP ölçeğinin güvenilir ve geçerli bir araç olduğu sonucuna ulaşılmıştır.Öğe An Examination pf Social Dominance Orientation of Generation Z Living in Turkey According to Different Variables(2024) Kara, Yunus; Er, Filiz; Gençer, Çiğdem; Serpen, Ayşe SezenIn this study, the social dominance orientations of the generation Z were examined according to different variables (gender identity, view of socio-economic class, occupation field, identity attitudes, purposive and instrumental values). The research sample consists of 640 individuals aged between 19-25 and living in different regions of Turkey. Socio-demographic Information Form, Social Dominance Orientation Scale, Identity Attitudes Scale and Rokearch Values Inventory were applied to the participants within the scope of the research. The results of the study show that the social dominance orientations differ significantly between the gender identities. In addition, social dominance orientation differs significantly according to occupation field. There were positive or negative correlations between social dominance orientation and some of the purposive and instrumental values. In addition, social dominance orientation predicts gender identity, education, and income status assessment.Öğe Okul Öncesi Öğretmen Adaylarının Müziksel Beğeni Eğitiminde Şiir Terapi Uygulama Modelinden Yararlanabilir miyiz? Bir Program Önerisi(2023) Yücesan, EsraBu araştırma şiir terapi uygulama modelinden yararlanılarak okul öncesi öğretmen adayları- nın müziksel beğeni eğitimine yönelik örnek bir eğitim-öğretim programı sunmayı amaçla- maktadır. Bu kapsamda okul öncesi öğretmen adaylarının müzik beğenisinin geliştirilmesine yönelik olarak öncelikle tanıtımı amaçlanan eserlerin belirlenmesi ve sonrasında bu eserlerin yer aldığı şiir terapi uygulama modeli temelli müziksel beğeni eğitimi programı planlanması amaçlanmıştır. Bu doğrultuda araştırma kapsamında okul öncesi öğretmen adaylarına Türk müziği’nin güncel nitelikli örneklerinin tanıtımı amaçlanmış; gençler tarafından tanınırlığı ve eserlerinin söz niteliği göz önünde bulundurularak program içeriğinde Türk müziği söz yazarı ve bestecilerinden Nadir Göktürk’e ait eserlerin tanıtımına yer verilmiştir. Program kapsamında tanıtılacak olan eserler belirlenirken özellikle sözleri bakımından şiir terapi uy- gulama modeli kapsamında değerlendirilebilecek anlam derinliğine sahip eserler olmalarına, ek olarak bu eserlerin söz içeriklerinin okul öncesi öğretmen adaylarının ilgisini çekebilecek konuları kapsamalarına özen gösterilmiştir. Bu doğrultuda sanatçıya ait eserler içinden ‘ar- kadaşlık, aşk, duygusal iç görü, yaşam sorumlulukları’ gibi konuları kapsayan 5 eser seçil- miştir. Seçilen eserlerin tanıtımını içeren okul öncesi öğretmenlerine yönelik 6 oturum süreli şiir terapi uygulama modeli temelli müziksel beğeni eğitimi programı tasarlanmıştır. Araş- tırma bulguları doğrultusunda okul öncesi öğretmen adaylarının; Nadir Göktürk’e ait seçil- miş müzik eserlerini aktif katılım göstererek tanıyabilmeleri, bu eserler ile duygudaşlık ge- liştirerek eserlerin söz derinliklerini fark edebilmeleri, bu eserlerin estetik değerlerini kavra- yabilmeleri ve böylece müziksel beğeni gelişimi sağlayabilmeleri açısından şiir terapi uygu- lama modeli temelli müziksel beğeni eğitimi programının katkı sağlayıcı niteliklere sahip olduğu tespit edilmiştir.Öğe Ortaöğretim Öğrencilerinin Teknoloji Bağımlılık Düzeyleri ile Serbest Zaman Yönetimi Arasındaki İlişkinin İncelenmesi-Sinop İli Örneği(2024) Bayra, Engin; Bozkurt, AyşenurBu araştırma ile ortaöğretim öğrencilerinin teknoloji bağımlılık düzeyleri ile serbest zaman yönetimi arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu temel amaç doğrultusunda bazı değişkenler arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık olup olmadığına bakılmıştır. Araştırma nicel araştırma yöntemlerinden ilişkisel tarama modeline göre yürütülmüştür. 2023-2024 Eğitim Öğretim Yılında Sinop ilindeki 726 ortaöğretim öğrencisi çalışmanın evrenini oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak Teknoloji Bağımlılığı Ölçeği (TBÖ) ve Serbest Zaman Yönetim Ölçeği (SZYÖ) kullanılmıştır. TBÖ 5'li Likert tipinde 24 maddeden ve dört alt boyuttan oluşmaktadır. Ölçeğe ait Cronbach Alpha değeri 0.86'dır. SZYÖ 5'li Likert tipinde 15 madde ve 4 alt boyuttan oluşmaktadır. Ölçeğin Cronbach Alpha değeri 0.83 ve test tekrar test güvenirliği ise 0.86'dır. Araştırma sonucunda elde edilen verilerin analizi SPSS22 istatistik analiz programı ile yapılmıştır. Veri analizinde kullanılacak testlerin seçimi için basıklık ve çarpıklık ile Kolmogorov-Smirnov test sonuçlarına bakılmıştır. İkili grupların karşılaştırmaları için non-parametrik bir test olan bağımsız örneklem Mann-Whitney U testi, çoklu grupların karşılaştırmaları için Kruskal-Wallis testi ve anlamlı farklılıkların hangi gruplar arasında olduğunu belirlemek için ise Kruskal-Wallis çoklu karşılaştırma testi kullanılmıştır. TBÖ toplam puan sonuçlarına göre öğrencilerin teknoloji bağımlılıklarının orta düzeyinde olduğu; cinsiyet, sınıf seviyesi ve öğrenci ailelerinin sosyo-ekonomik düzeyi değişkenleri arasında anlamlı farklılık bulunmazken okul türü ve kendilerini teknoloji bağımlısı olarak tanımlama değişkeni arasında anlamlı farklılık bulunmuştur. SZYÖ toplam puan sonuçlarına göre öğrencilerin serbest zaman yönetiminin orta düzeyinde olduğu; cinsiyet, okul türü değişkenleri arasında anlamlı farklılık bulunmazken kendilerini teknoloji bağımlısı olarak tanımlama, sınıf seviyesi ve öğrenci ailelerinin sosyo-ekonomik düzeyi değişkenleri arasında anlamlı farklılık bulunmuştur. Yapılan basit doğrusal korelasyon analizi sonuçlarına göre TBÖ toplam puanı ile SZYÖ toplam puanı arasında, negatif yönde olmak üzere düşük düzeyde bir ilişki olduğu bulunmuştur. Bu sonuçlara göre öğrencilerin teknoloji bağımlılık düzeyleri yükseldikçe serbest zaman yönetiminin düştüğü söylenebilir.Öğe Yoksullukla Mücadele Bağlamında Uygulanan Sosyal Politika Uygulamaları Şırnak-Cizre Örneği(2023) Gümüş, Murat; Sarı, Özgür21.yüzyılı yaşayan dünyamızda toplumlar, gelişmişlik sıralamasında bazı ölçütler kullanılarak diğer toplumlardan aşağı veya yukarı bir noktada konumlandırılmaktadırlar. Toplumlar eğitim, sağlık, ulaşım, teknolojiye erişim, toplumun dezavantajlı kesimlerine yönelik hizmetler başta olmak üzere birçok ölçütler temelinde sınıflandırılmaktadır. Günümüzde yeryüzünde en gelişmiş ülkelerin, aynı zamanda kendi toplumlarındaki başta yoksullar olmak üzere dezavantajlı kesimlere yönelik çok çeşitli sosyal politikalar geliştirdiklerini ve bu politikaları uygulamaya geçirdikleri görülmektedir. Ancak toplumun dezavantajlı kesimlerine yönelik geliştirilen bu sosyal politikaların bir anda gelişmediği, yüzyıllara dayanan bir gelişme çizgisine sahip olduğu görülmektedir. Devletlerin, yoksul, işsiz ve bakıma muhtaç bireylerinin yaşam koşullarının iyileştirme yönünde çabalarına ancak modern devletin gelişmesiyle şahit olunduğu görülmektedir. Bu çalışmanın yapılması öncesinde, Şırnak ilindeki yoksulluk düzeyinin belirlenmesi amacıyla yapılan incelemelerde elde edilen veriler, ildeki yoksulluk düzeyinin vahim boyutlarda olduğunu ve ildeki toplam nüfusun yaklaşık %40’nın kendilerine yapılan nakdi yardımlarla yaşamlarını sürdür-dükleri görülmüştür (TÜİK, 2021) Araştırmanın yürütüldüğü Cizre ilçesinde ise sadece Cizre Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından 2020 yılında 6817 kişinin sürekli yardımlardan yararlandığı; bu sayının, 2021 yılında yararlanıcı sayısının 15215 kişiye ulaştığı görülmektedir. (SYDV, 2021). Bu çalışmada, 1990’lı yıllardan itibaren yoğun bir göç alan Cizre ilçe merkezinde sosyal yardım kuruluşları tarafından yürütülen sosyal politika uygulamalarının, yoksullukla mücadelede ne düzeyde etkili olduğunu ortaya koymak amacıyla “Durum Çalışması Deseni” kullanılarak bu uygulamalardan yararlanan yararlanıcıların bakış açıları ortaya konmaya çalışılmıştır. Araştırmanın alt problemleri doğrultusunda hazırlanmış olan Yarı Yapılandırılmış Soru yönergesi kullanılarak sosyal politika uygulamalarından yararlanmış olan bireyler ile mülakatlar gerçekleştirilmiştir. Araştırma verilerinin içerik anali-zinde katılımcıların en yoğun olarak aileye güven koduna yoğunlaştığı, aileden sonra komşuya güven duymanın ikinci sırada geldiği diğer unsurlara ise güvenlerinin gittikçe düştüğü görülmüştür. Katılımcılardan elde edilen verilerin içerik analizinde, sosyal sermaye düzeyi nispeten yüksek olan katılımcıların, ekonomik veya sosyal bir sorun yaşadıklarında devlet kuruluşlarından destek görmeye ve alınan sosyal yardımların yaşadıkları sorunların çözümünde önemli katkılarda bulunmaya ilişkin olumlu bakış açısına sahip olma yoğunluğunun sosyal sermaye düzeyi nispeten düşük olan katılımcılardan daha fazla olduğu ve katılımcıların çoğunlukla akrabalarıyla veya sosyal çevreleri ile herhangi bir yardımlaşma mekanizması kuramadıklarını bildirdikleri görülmüştür. Hayırsever yardımlarının sürekli olamayışı ve hayırseverlerin yaptığı yardımların miktar olarak az olması düşüncesinin etkisiyle katılımcıların yarısı hayırsever yardımlarının yoksulluğun azaltılmasında etkili olmadığını düşünmektedir. Katılımcıların yarısından biraz azı, sosyal yardımlardan yararlandık-tan sonra yaşamında önemli bir değişiklik hissettiğini bildirmiştir. Yine katılımcılar, çoğunlukla yapılan sosyal yardımların miktarlarının arttırılması gerektiğini ve yoksulluk ile mücadelede çok az katkı sunduğunu düşünmektedirler.Öğe 60 Yaş ve Üstü Bireylerin İklim Değişikliği ile İlgili Düşüncelerinin Yeşil Sosyal Hizmet Bağlamında Değerlendirilmesi(2024) Işık, Abdullah; Ulus, Zeynep; Güldalı, Pelin Şatıroğluİklime dayalı sorunlar, dünya için giderek daha büyük bir tehdit haline gelmektedir. Küresel ısınma ve iklim değişikliği ve etkileri güncel küresel sorunlar arasında yer almaktadır. Son yıllarda sosyal hizmetin çevresel sorunlara olan ilgisi artmış ve yeşil sosyal hizmet kavramı ortaya çıkmıştır. Çalışma kapsamında yeşil sosyal hizmet, iklim değişikliği açısından ele alınmıştır. Bu çalışmanın amacı 60 yaş ve üzeri bireylerin iklim değişikliği ve küresel ısınma ile ilgili düşüncelerini yeşil sosyal hizmet bağlamında değerlendirmektir. Nitel araştırma yönteminin kullanıldığı çalışmada fenomenolojik yaklaşımdan faydalanılmıştır. Araştırma kapsamında Antalya ilinde yaşayan 25 farklı 60 yaş üstü birey ile derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Veriler yarı yapılandırılmış görüşme formu aracılığıyla toplanmıştır. Sıcaklığın fazla olması ve spesifik hava olaylarının ve bunların getirdiği sorunların sıklıkla yaşanması nedeniyle Antalya ili çalışma sahası olarak belirlenmiştir. Bununla birlikte iklim değişikliği ve küresel ısınmadan en fazla etkilenen gruplar dezavantajlı gruplar olduğundan ve iklim değişikliğinin zaman içindeki değişimini daha iyi anlayabilmek amacıyla çalışmanın 60 üstü bireylerle yapılmasına karar verilmiştir. Tematik analiz tekniğinin kullanıldığı araştırma sonucunda katılımcıların iklim değişikliği ve küresel ısınmaya dair değerlendirmelerinin kuraklık, mevsimsel değişimler yaşanması, insanların çevreye zarar vermesi ve hastalıklara daha sık yakalanmak gibi ana temalar etrafında şekillendiği anlaşılmıştır. 60 yaş ve üstü bireylerin iklim değişikliği ve küresel ısınma nedeniyle en sık deneyimledikleri sorunların dışarı çıkamamak ve sosyalleşememek olduğu, bununla birlikte gelecek nesillerin iklim değişikliği ve küresel ısınmanın yarattığı değişikliklerden daha kötü etkileneceklerine dair endişeleri olduğu, çevrenin bilinçsizce kirletilmesinden tedirgin oldukları anlaşılmaktadır. Ayrıca iklim değişikliği ve küresel ısınma nedeniyle gelecekte gıda ve su yetersizlikleri, sıcaklıkların artması, su ve enerji savaşları gibi olayların sıklığının da artacağı, gelecekte iklim değişikliği nedeniyle göç hareketlerinin de artacağına dair düşünceleri olduğu sonucuna ulaşılmıştır.Öğe Sinop'ta Dokumacılık Yapan Kadın Kooperatiflerinin Ürün Geliştirme ile Pazarlama Süreçlerine Dair Vaka Çalışması(2024) Ayhan, Tuba; Ünaldi, VedatBu nitel araştırmada, Sinop’un geleneksel dokuma kültürünü sürdürmeye çalışan Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifileri (KGÜİK) kapsamında, dokumacılar (meslek) ve bu dokumacıların ürettiği yöreye özgü dokumalar (ürün) ele alınmıştır. Araştırmanın amacı; Sinop’un geleneksel dokuma kültürünü devam ettirmeye çalışan, KGÜİK’lerinin üretim ve satış süreçlerinin mevcut durumunu betimlemek ve kooperatifllerde üretilen ürünleri yöresel dokuma kültürüne uygunluk (özgün değer) açısından değerlendirmektir. Geleneksel el dokumacılığının sürdürülebilirliği bağlamında, üretim ve satış sorunları gibi iki farklı durumu ele aldığı için meslek olgusunun araştırılmasında bütüncül çoklu durum modeli kullanılmıştır. Sinop’un geleneksel dokuma kültürünün yaşatılması bağlamında, üretilen ürünlerde yöreye özgü değeler araştırıldığı için ürün olgusu için bütüncül tek durum modeli kullanılmıştır. Sinop’un geleneksel dokuma kültürünün yaşatılması bağlamında, ürünlerde yöreye özgü değerler araştırıldığı için ürün olgusu için bütüncül tek durum modeli kullanılmıştır. Araştırma grubunun belirlenmesinde, olasılıklı olmayan ölçüt örnekleme yöntemi kullanılmıştır. On dokumacı ve üç kooperatif başkanından oluşan toplam 13 kadın, bu çalışmanın araştırma grubunu oluşturmaktadır. Veri toplama araçları, durum çalışmalarının doğasına göre araştırma sorularında yer alan meslek ve ürün odaklı sorular doğrultusunda şekillendirilmiştir. Araştırılan durumun zengin bir şekilde ortaya konulabil-mesi için veri çeşitliliği sağlanmıştır. Yarı yapılandırılmış görüşme, doğal ortamında katı-lımsız gözlem ve foto-belgeleme gibi veri toplama araçlarıyla elde edilen veriler, betimsel-yorumlayıcı analiz yöntemiyle analiz edilmiştir. Araştırmada, Sinop dokumalarına ait coğrafi işaretler baz alınarak 60 adet ürün incelenmiştir. Araştırmada elde edilen en önemli sonuç, kadınların kooperatif örgütlenmesiyle gösterdikleri dayanışma ve dokumalardaki işçilik kalitesinin KGÜİK'lerin en güçlü yanını oluşturduğudur. Kooperatiflerin zayıf yönleri ise yeni ürün geliştirememe, yüksek üretim maliyetleri, ürün tanıtımı ve pazar sıkıntısıdır. Ürünlerin analizi için referans alınan mahreç işaretleri belgelerindeki motif ve desenlere ilişkin yazılı ve görsel tanımlamaların yetersizliği, bu araştırmanın sınırlılığını oluşturmak-tadır. Bu araştırmanın sorunsalı doğrultusunda elde edilen bulgular (meslek ve ürün odaklı mevcut durum) Sinop özelinde başka soruların da gündeme gelmesine neden olmuştur.Öğe TÜRKİYE’DE SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA ÇERÇEVESİNDE EKOLOJİK TURİZMİN KALKINMA PLANLARI İÇERİSİNDE DEĞERLENDİRİLMESİ(2021) Erdem, Mehmet Samet; Bozan, MukaddesTurizm, son zamanlarda ekonomik büyümenin önünü açan önemli bir sektör haline gelmiştir. Küreselleşmenin ortaya çıkması ve teknolojik gelişmenin ilerlemesiyle birlikte turizm sektörü daha da gelişerek büyük bir gelir potansiyeli olarak cazip hale gelmiştir. Turizm sektörünün cazip hale gelmesiyle sermaye sektöre doğru kayma eğilimi göstermiş, bu durumda kaynakların sınırsızca tüketilmesi ve çevresel tahribatın göz ardı edilmesini beraberinde getirmiştir. Çevresel tahribatın artması turizmde sürdürülebilirliğin gündeme gelmesine neden olmuştur. Çevreyi etkileyen bu olumsuzluklar çevreci bireylerin ve turizmin sürdürülebilirliğiyle birlikte yeni turizm anlayışlarının ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Çalışmada Türkiye’de ekolojik turizm kavramı kalkınma planları içerisinde incelenmiştir. Bu kapsamda ilk olarak kalkınma ve sürdürülebilir kalkınma kavramları açıklanmış, küreselleşme kavramı çerçevesinde turizm değerlendirilmiştir. Daha sonra ekolojik turizmin sürdürülebilirliği ele alınarak Türkiye’deki kalkınma planları içerisinde ekolojik turizm kavramı incelenmiştir. Çalışma sonucunda Türkiye’deki Kalkınma Planları çerçevesinde ekolojik turizmin önemli ölçüde ele alınmadığı sonucuna varılmıştır.Öğe ETNİK KİMLİK İNŞASINDA MÜZİĞİN ROLÜ: KISA BİR İNCELEME(2021) Ata, Yasemin“Kimlik” kavramı geçtiğimiz son birkaç onyılda, sosyal bilimlerin en önemli kavramlarından biri olarak, ölçekleri ve nitelikleri birbirinden farklı pek çok toplumsal grup üzerine yapılan çalışma için oldukça elverişli bir analiz birimi haline gelmiştir. Bu çalışmalarda öncelikle, toplumsal grupları birbirinden ayıran özellikler bütününe işaret eden kimlik, çoğu teorisyenin üzerinde mutabık kaldığı biçimde belirsizlikten, tektipleşmeden ve farksızlaşmadan kaçış talebi olarak kavramsallaştırılır. Tanınma, tanımlama ve aidiyet etrafında biçimlenen kimlikler, etnik gruplar tarafından değişen koşullara göre yeniden inşa edilir. Bu inşa süreci söz konusu koşullara sürekli bir yeniden uyarlanma halidir. Etnik gruplar değişen yaşam koşullarına kendilerini uyarlamada; tanınma, tanımlama ve aidiyet etrafında şekillenen maddi ve manevi değerlerine referans yaparken kendilerini “öteki”lerden ayıran kültürel farklılıklara işaret eden belli simge ve pratiklerden yararlanırlar. Giyim-kuşam, yemekler, yaşam alanları vb. maddi kültür ögelerinin yanı sıra, etnik bir grubun kendilerini tanımlama ve diğer gruplardan ayırmada başvurduğu en güçlü işaretleyiciler kültürün manevi boyutunda yer alan müzik ve danstır. Bu yüzden müzik ve dans gibi ifade kültürü pratikleri, toplulukların kimliklerini nasıl bir müzakere sürecinden geçirdiğini anlamada önemli birer analiz aracı sayılır. Müziği sosyokültürel bir mercek altında inceleyen Etnomüzikoloji çalışmaları, etnik toplulukların kimlik iddialarında müzik ve danslardan yararlanma biçimlerinin kültürlerine özgü yanlarını aramaya devam eder. Bu çalışmanın amacı kimliği inşa eden müzikal simge, pratik ve söylemlerin farklı kültürlerdeki tezahürlerini dikkate alarak müziğin etnik topluluklar için kültürel temsil gereksinimlerine nasıl yanıtlar verebildiklerine dair bir resim sunmaktır.Öğe IKTISADI KURAMLAR ve GIRISIMCILIK(Sinop Üniversitesi, 2018) Yener, SerdarGirisimcilik ülkelerinekonomik gelisme ve büyümesi için önemli bir rol oynamasina ragmen iktisatyazininda yeterince arastirmaya konu olmamistir. Alanyazinda fizyokrasi, klasikve neoklasik dönem, Amerikan, Alman veAvusturya okullarinda mikro ve makro ekonomi baglamda girisimcilige iliskindüsünceler mevcut olsa da bunlarinsistematik bir sekilde ele alindigi ve karsilastirildigi, modern düsüncelerinsunuldugu çalisma sayisi çok azdir. Girisimciligin ortaya çiktigi toplumla ve ekonomikgöstergelerle olan iliskisi gözönüne alindiginda, alanyazinda bu iliskiyianalitik açidan degerlendirecek bir çalismaya ihtiyaç oldugu görülmektedir.Alanyazinin bu ihtiyacinin giderilmesine yönelik yapilan bu çalisma literatürtaramasi yöntemiyle yapilmistir. Ulusal ve uluslararasi alanyazininda öne çikanarastirmalarin sistematik bir sekilde ele alindigi bu çalismada iktisadidegiskenlerin yanisira psikolojik ve sosyolojik degiskenlerin önemi degözönünde bulundurulmustur.Öğe The Effect of Attitude Towards Supervision on Organizational Commitment: A Sample of Provincial Education Inspectors(Sinop University, 2024) Çelik, Methi; Akyürek, Muhammet İbrahimThe current study analyzes the effect of attitudes towards supervision on organizational commitment according to the views of provincial education inspectors. The study group consisted of provincial education inspectors working in Ankara in 2023-2024 academic year. The population included 186 inspectors working at Ankara Provincial Directorate of National Education, whereas the study sample was composed of 159 inspectors working at the Provincial Directorate for National Education. In this study, we used the “Scale of Atti-tudes towards Supervision” to identify the participants’ attitudes toward supervision and the “Organizational Commitment Scale” to gather data about organizational commitment. We calculated the standard deviation, skewness and kurtosis coefficients, mean, median and mode values within the scope of normality analyses for the measurement tool used in the study. We conducted multiple linear regression analysis to determine the predictive level of the independent variable for the dependent variable. Results showed that provin-cial education inspectors had a moderate level of organizational commitment. We also found out that there was a moderate positive relationship between attitude towards super-vision and organizational commitment. Lastly, the study results revealed that attitude towards supervision was a significant predictor of organizational commitment.Öğe EKOLOJIK TARIM TURIZMINE KATILANLARIN BEKLENTILERI, MEMNUNIYET DÜZEYLERI, TEKRAR KATILMA NIYETLERI VE TAVSIYE NIYETLERININ BELIRLENMESI ÜZERINE SINOP ILINDE BIR ARASTIRMA(Sinop Üniversitesi, 2020) Sak, Melike; Erkol, GülGünümüzde turizm sektörü, ekonomik ve sosyal girdi saglayan oldukça büyük bir potansiyel haline gelmistir. Öte yandan küresellesme ile birlikte dünya üzerinde hemen her sektörde gelisme ve degisme yasanmaya baslamistir. Turizm sektörü de küresellesmeye ayak uydurarak bir degisim içerisine girmistir. Turizmde gerçeklesen küresellesme sonucu ortaya çikan talepler çesitli turizm türlerinin olusmasina zemin hazirlamistir. Zamanla hem turizm taleplerinde hem de turist profillerinde yasanan degisim insanlarin gündelik yasamlarindan uzaklasarak alisilagelmis turizm türlerinden farkli bir seyahat istemeleri sonucu eko-turizm, tarim turizmi gibi dogaya dayali turizm türlerine olan talepleri de beraberinde getirmistir. Bu çalismada, ekolojik tarim turizmi tüm yönleri ile ele alinmistir. Çalismanin amaci Sinop ilinde gerçeklestirilen ekolojik tarim turizmi destinasyonlarinin belirlenmesi ve bu alanlara gelen ziyaretçilerin beklentilerini ve görüslerini tespit etmektir. Bu amaçla birlikte ekolojik çiftliklere gelen ziyaretçilerin beklentilerini, memnuniyet düzeylerini, ekolojik tarim turizmine katilma niyetlerini ve memnun kalmalari dogrultusunda baskalarina tavsiye etme niyetlerini belirleyerek Sinop ili ekolojik tarim turizmine katki saglamaktir. Bu baglamda Sinop ili mevcut ekolojik tarim turizmi potansiyeli degerlendirilerek gelistirilmesi için yeni öneriler getirilmesi amaçlanmistir. Çalismada nicel arastirma yöntemlerinden anket teknigi uygulanmistir. Arastirmanin bulgularini 2019-2020 yili içerisinde Sinop ilinde ekolojik tarim turizmine katilan ziyaretçiler olusturmaktadir. Elde edilen bulgular dogrultusunda katilimcilarin %57,4 ile büyük çogunlugunun ekolojik tarim turizminin gerçeklestirdigi çiftliklere bir kere gittikleri ve %34,8 ile arkadas tavsiyesi üzerine gittikleri belirlenmistir. Ziyaretçilere konaklama süreleri soruldugunda %58,2 ile büyük çogunlugunun iki gece konakladiklari sonucuna ulasilmistir bununla birlikte çiftliklere gitme durumlari olarak %68,5 ile gönüllü olarak katildiklarini belirtirlerken %31,5 ile konuk olarak katildiklarini belirtmislerdir. Öte yandan ziyaretçilerin çiftliklerde katildiklari faaliyetlerden %43,6 ile bahçe ve tarim isleri cevabini vermislerdir. Sinop ilinde yer alan ekoturizm faaliyetleri, yörenin dogal kaynaklari ve mevcut potansiyeli göz önünde bulundurularak ekolojik tarim turizminin Sinop ilinde sürdürülebilirligi incelenmistir. Arastirma sonuçlarina istinaden bazi öneriler gelistirilmistir.Öğe EBEVEYNLERIN OKUL ÖNCESI EGITIM KURUMUNDAN VE ÖGRETMENDEN BEKLENTILERININ INCELENMESI(Sinop Üniversitesi, 2019) Ersan, SuleÇocuklar özellikle okul öncesidönem olarak adlandirilan yasamin ilk alti yilinda çok hizli büyürler ve tümgelisim alanlarinda sasirtici bir hizla yetkinlesirler. Bu dönemde çocuguniçinde bulundugu çevre, çocugun gelisimini ve ögrenme motivasyonunu derindenetkiler. Özellikle okul öncesi dönemde verilen kaliteli egitim, çocuktaögrenmeyi ve ögrenmeye istekli olmayi arttirmakta ve tüm yasantisinda basariliolmasini saglamaktadir. Arastirmalar çocugun hangi hizla nasil ve nelerögrenebileceginin çocugun çevresinin ne kadar destekleyici olduguyla ve çocugane gibi olanaklar sunulduguyla yakindan iliskili oldugunu ortaya koymaktadir.Bu arastirmanin amaci çocugu okul öncesi egitim kurumuna devam edenebeveynlerin kurumdan ve ögretmenden beklentilerini incelemek ve okul öncesiegitimin içerik ve önemi konusunda ki farkindaliklarini ortaya koymaktir. Arastirma nitel olarakyapilandirilmis ve olgu bilim modeli kullanilmistir. Arastirmanin çalisma grubunuSinop Il merkezindeki resmi anaokullarinda çocugu bulunan 122 ebeveynolusturmustur. Veri toplama araci olarak arastirmaci tarafindan gelistirilenyari yapilandirilmis görüsme formu kullanilmistir. Görüsmede elde edilenveriler içerik analizi yapilarak çözümlenmistir. Arastirmaninsonucuna göre, ailelerin öncelikli beklentileri, okul öncesi egitimkurumlarinin çocuklarini ilkögretime hazirlamalari yönündedir. Ayricasiniflarin fiziksel ortaminin iyilestirilmesi ve sosyal aktiviteye agirlikverilmesi de beklentiler arasindadir. Egitim düzeyi yüksek olan aileler, egitimdüzeyi düsük olan ailelere göre sosyal aktiviteye ve yabanci dil egitimine önemverilmesini beklemektedir. Ögretmene iliskin beklentiler ise çogunlukla çocugakarsi olumlu tutum ( ilgi, sevgi, alaka vb.) içinde olmalari, iyi bir egitimvermeleri ve ebeveynlerle etkili bir iletisim içinde bulunmalari yönündedir.
- «
- 1 (current)
- 2
- 3
- »