Yazar "Uyar, Mehmet" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe HAKÎM ET-TİRMİZÎ’NİN ‘RİSÂLETÜ KEYFİYYETİ’S-SÜLÛK İLÂ RABBİ’L-ÂLEMÎN’ ADLI ESERİNDE BİREYSEL BİR ÇABA OLARAK UZLET, HALVET VE KEŞF SÜRECİ(2018) Uyar, MehmetHakîm et-Tirmizî’nin Risâletü Keyfiyyeti’s-sülûk adlı eseri uzlet, halvet vekeşf kavramları etrafında şekillenir. Kavramların işaret ettiği sürecin adı isesülûktur. Bu çerçevede eser, sülûkun işleyiş sürecini, gerekçe ve yöntemlerini,sülûkta sâlike rehberlik eden kavramları ele almaktadır. Eserde, fizikselve psikolojik faktörler göz önüne alınarak bir sülûk süreci tavsiye edilmiştir.Sâlikin niyeti, sülûka başlanmasını sağlayan düşünsel alt yapı ve devamınısağlayacak olan psikolojik ve fiziksel unsurlar bir bütünlük içerisinde elealınmıştır. Sâlikin hem düşüncelerini, hem ruh halini ve hem de fiziksel durumunukontrol altında tutması gereken bir sülûk metnin ana yapısını teşkiletmektedir. Önemli bir husus olarak Tirmizî, eserinde kavramları bireyselbir çabaya yönelik ele almaktadır. Tarikatlar öncesi dönemde sülûkun anlamsalçerçevesine dair bilgiler ihtiva etmesi açısından eser önemli bir örnekniteliğindedir. Keşfin aşamalarını ve içeriğini canlı bir biçimde tasviretmesi de eserin dikkat çekici bir özelliğidir. Bu makalede, sülûk vasıtasıylaelde edilecek keşfî bilgiler Tirmizî’nin eseri çerçevesinde ele alınacaktır.Öğe ŞEYH KAVRAMINA YÖNELİK ELEŞTİRİLER ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME(2017) Uyar, MehmetTasavvufun bir ilim şubesi olmasının yanında, bir yaşam tarzı olduğu da açıktır. Şeyh, tasavvufun bu her iki yönünü organize eden ve cihetlerin icaplarını yerine getirerek manevi otorite kazanan bir figür olarak tebarüz eder. İlmî açıdan şeyh, tasavvufun teorik alanına hâkimdir; tasavvufî bilginin ve kültürün aktarımını sağlayarak, onun eğitim yoluyla yaşamasında etkin rol oynar. Diğer yandan, teorik kısmın işaret ettiği yaşam tarzını hayatında uygular ve bilginin pratikteki somut görüntüsünü de bir örnek olarak hayata geçirir. Böylece şeyhin, tasavvufun her iki yanını da etkileyen ve onun devamını sağlayan vazgeçilmez rolü de ortaya çıkmış olur. Bununla beraber, tasavvufun teorik ve pratik atmosferini kuran unsurlar içinde şeyh, en çok eleştiri alan kavramlardan biridir. Şeyhe atfedilen tartışılmaz manevi otorite, koşulsuz itaat, kendi iradesini bir başkasının iradesine bağlama, akla ket vurma gibi hususlar eleştirilerin ana eksenini oluşturur. Fakat tam da bu noktada, bir algı ve bilgi karmaşası, eleştirilerin isnat noktalarında yanlışlıklar olduğu göze çarpmaktadır. Makalede, bu karmaşanın kısmen de olsa giderilmesi ve eleştirilerdeki bazı yanlış noktaların belirlenmesi amaçlanmaktadır.Öğe The Process of Uzlat, Khalwa and Kashf as an Individual Effort in the Work of ?akim at-Tirmidhi Named ‘Risalatu Kayfiyyati's-Suluk ila Rabbi’l-alamin’(Ondokuz Mayis Üniversitesi, 2018) Uyar, MehmetThe work of ?akim at-Tirmidhi named 'Risalatu kayfiyyati's-süluk' isshaped around concepts uzlat, khalwa and kashf. The process to which concepts referis defined as suluk. In this context,the work deals with the process of suluk, the reasons, methods of this process and theconcepts that describe the salik in suluk. In the work, a training process has been put forwardby taking into psychological and physical factors into consideration. The scopeof salik, theintellectual infrastructure that provided the origin of the suluk, andthe psychological and physical elements that will provide the continuation ofthe suluk have been dealt with in a holistic way. A process that salik hasto keep his thoughts, mood, and physical condition in check constitutes themain structure of the text. That Tirmidhi’discusses concepts in terms of individual effortis a significant point. The work of Tirmidhi is a fundamental example which includesinformation on the semantic framework of suluk in the pre-orders period.The fact that thephases and contents of the kashf have been depicted in a lively manner is aremarkable feature of the work. In this article, the divine knowledge which isobtained via suluk willbe handled as part of Tirmidhi's work.Öğe Zühd Örnegi Izinde Tasavvufta Kavramlarin Somuttan Soyuta Dönüsümü(Amasya Üniversitesi, 2018) Uyar, MehmetTasavvufhâl ilmidir. Bu nedenle tasavvuf, her seyden önce yasanan hayatin tecrübîsahasinda asil anlamini bulur. Bununla birlikte, bir ilim olma sürecinde, butecrübî saha da kavramsal düzeyde karsiligini bulmaya baslamistir. Dolayisiylabu kavramlar, sûfînin yasam ve düsünce kriterlerine göre bir anlam derinligi dekazanmistir. Bu sayede tasavvuf, kendine has bir dile ve kavramsal zeminekavusmustur. Öyle ki bu kavramlar yalniz sûfîlerin anlayacaklari bir yapikazanmis, sûfî olmayanlara da daima meçhul kalacak özel anlamlarla donanmistir.Fakat her bir kavramin hususi bir anlam kazanmasi da uzun bir sürecinsonucudur. Zühd Dönemi’nden itibaren, yaklasik dört yüz yillik süreç, birkavramin geçirdigi anlamsal asamalari göstermesi açisindan özellikle önem arzeder. Bu asamalar, bizim görüsümüze göre somuttan soyuta dogru bir yol takipetmistir. Makalede, zühd örnegi üzerinden, bu anlamsal dönüsüm takip edilmeyeçalisilacaktir. Kavramlarin anlamsal dönüsümlerini takip etmek, tasavvuftarihinin dönemsel farklarini, sûfî karakterinin ruhsal gelisim sürecini vetasavvufun teorik düzeydeki açiliminin sebeplerini daha iyi analiz edebilmekaçisindan önem arz etmektedir.Öğe ZÜHD ÖRNEĞİ İZİNDE TASAVVUFTA KAVRAMLARIN SOMUTTAN SOYUTA DÖNÜŞÜMÜ(2018) Uyar, MehmetTasavvuf hâl ilmidir. Bu nedenle tasavvuf, her şeyden önce yaşanan hayatın tecrübîsahasında asıl anlamını bulur. Bununla birlikte, bir ilim olma sürecinde, bu tecrübîsaha da kavramsal düzeyde karşılığını bulmaya başlamıştır. Dolayısıyla bukavramlar, sûfînin yaşam ve düşünce kriterlerine göre bir anlam derinliği dekazanmıştır. Bu sayede tasavvuf, kendine has bir dile ve kavramsal zeminekavuşmuştur. Öyle ki bu kavramlar yalnız sûfîlerin anlayacakları bir yapı kazanmış,sûfî olmayanlara da daima meçhul kalacak özel anlamlarla donanmıştır. Fakat herbir kavramın hususi bir anlam kazanması da uzun bir sürecin sonucudur. ZühdDönemi’nden itibaren, yaklaşık dört yüz yıllık süreç, bir kavramın geçirdiğianlamsal aşamaları göstermesi açısından özellikle önem arz eder. Bu aşamalar,bizim görüşümüze göre somuttan soyuta doğru bir yol takip etmiştir. Makalede,zühd örneği üzerinden, bu anlamsal dönüşüm takip edilmeye çalışılacaktır.Kavramların anlamsal dönüşümlerini takip etmek, tasavvuf tarihinin dönemselfarklarını, sûfî karakterinin ruhsal gelişim sürecini ve tasavvufun teorik düzeydekiaçılımının sebeplerini daha iyi analiz edebilmek açısından önem arz etmektedir.












