Yazar "Dindi, Emrah" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 10 / 10
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe ALEVÎ-BEKTASÎ BUYRUK ve MAKÂLÂTLARINDA NAMAZ ve ABDESTIN EZOTERIK YORUMU(Ankara Haci Bayram Veli Üniversitesi, 2017) Dindi, EmrahNamaz, abdest ve gusül Kur’ân’in en temel ritüelleri arasinda yer almaktadir. Islam bilginleri belli vakitlerde, belli kalip ve sartlarla yerine getirilen bu ibadetlerin ne oldugu konusunda hem fikir olsalar da özellikle de Sûfizimde, onun Anadolu’da bir uzantisi olan Alevîlik-Bektasîlik’te ve bunlarin klasik kaynaklarinda her ne kadar zahirî/sekilsel ibadetlerin muhalifi olmasa da en azindan mugayiri olan bir takim batinî, ezoterik derûnî, içsel, ruhî namaz ve abdest telakkileri de gelistirilmistir. Bu telakkilerin de etkisiyle günümüzde kimi Alevî-Bektasîler, bu alanda Islam’in büyük gövdesinden, Ortodoks Islam anlayisindan koparak Alevî ibadet felsefesinde sekil ve biçimden ziyade içtenligin, özün önemli oldugu, Kur’ân’daki namazin salâtin , bu günkü haliyle, Sünnîlerdeki algilanis ve uygulanis sekliyle olmadigi ve asil namazin Tanri’yi içten anmak ve asil abdestin ise gönlü temizlemek oldugu seklinde bir söylem gelistirmeleri, bu söylemin en azindan klasik kaynaklara mutabik ve muvafik olup olmadigi problemini gündeme getirmistir. Dolayisiyla bu probleme isik tutacagi düsüncesiyle makalede, Bagdat, Basra ve Kufe’de mutasavviflarla baslayan, Haci Bektas Veli ve Seyh Safi’ye nispet edilen Buyruk ve Makâlât gibi Alevî-Bektasî temel klasiklerinde, dört kapida seriat, tarikat, marifet ve hakikat yer alan namaz ve abdest yorumlari etraflica irdelenmistir. Arastirma neticesinde, Alevîlik-Bektasîlik’te namaz ve abdestin tarikat, marifet ve hakikat kapisi yorumlari esas ve ideal kulluk biçimi kabul edilmekle birlikte, ilk ve en altta, seriat kapisinda yer alan ve organlarin belli sekil ve kalibiyla sergilenen zahirî namaz ve abdestin de ötelenmedigi, yok sayilmadigi ortaya çikmistir.Öğe ALEVÎ-BEKTAŞÎ BUYRUK ve MAKÂLÂTLARINDA NAMAZ ve ABDESTİN EZOTERİK YORUMU"(2017) Dindi, EmrahNamaz, abdest ve gusül Kur'ân'ın en temel ritüelleri arasında yer almaktadır. İslam bilginleri belli vakitlerde, belli kalıp ve şartlarla yerine getirilen bu ibadetlerin ne olduğu konusunda hemfikir olsalar da özellikle de Sûfizmde, onun Anadolu'da bir uzantısı olan Alevîlik-Bektaşîlik'te ve bunların klasik kaynaklarında her ne kadar zahirî/şekilsel ibadetlerin muhalifi olmasa da en azından muğayiri olan bir takım bâtıni [ezoterik], derûnî, [içsel, ruhî] namaz ve abdest telakkileri de geliştirilmiştir. Bu telakkilerin de etkisiyle günümüzde kimi Alevî-Bektaşîler, bu alanda İslam'ın büyük gövdesinden, "Ortodoks" İslam anlayışından koparak Alevî ibadet felsefesinde şekil ve biçimden ziyade içtenliğin, özün önemli olduğu, Kur'ân'daki namazın [salâtın], bugünkü haliyle, Sünnîlerdeki algılanış ve uygulanış şekliyle olmadığı ve asıl namazın Tanrı'yı içten anmak ve asıl abdestin ise gönlü temizlemek olduğu şeklinde bir söylem geliştirmeleri, bu söylemin en azından klasik kaynaklara mutabık ve muvafık olup olmadığı problemini gündeme getirmiştir. Dolayısıyla bu probleme ışık tutacağı düşüncesiyle makalede, Bağdat, Basra ve Kufe'de mutasavvıflarla başlayan, Hacı Bektaş Veli ve Şeyh Safi'ye nispet edilen Buyruk ve Makâlât gibi Alevî-Bektaşî temel klasiklerinde, dört kapıda (şeriat, tarikat, marifet ve hakikat) yer alan namaz ve abdest yorumları etraflıca irdelenmiştir. Araştırma neticesinde, Alevîlik-Bektaşîlik'te namaz ve abdestin tarikat, marifet ve hakikat kapısı yorumları esas ve ideal kulluk biçimi kabul edilmekle birlikte, ilk ve en altta, şeriat kapısında yer alan ve organların belli şekil ve kalıbıyla sergilenen zahirî namaz ve abdestin de ötelenmediği, yok sayılmadığı ortaya çıkmıştır.Öğe Câhiliye Arap Hac Ritüellerinin Kur'an'daki Menâsikle Diyalektik İlişkisi(2017) Dindi, EmrahBu makalede, Kur'an'daki hac menâsikinin nass-olgu, vahiy-vakıa diyalektiği içinde okunması ve bu menâsikin İslâm öncesi câhiliye Arap ve antropolojik temellerinin ortaya konulması suretiyle, Kur'an'ı, kendi döneminin dinamik kültürü içinde anlama metodolojisine katkı sunulması hedeflenmiştir. Kur'an'a yansımış olan Hac tasavvur ve teâmüllerinin ibdâ' ve îcât mahiyetinde sil baştan hususlar olup-olmadığı problemi burada irdelenmeye çalışılmıştır. Aynı şekilde tenzihatçı ve takdisatçı, bir o kadar apolojik bir edayla İslâm âlimlerininin büyük bir çoğunluğu tarafından metafizik temellere yani Hz. İbrahim ve Hz. Âdem'e oradan da Tanrısal Ruh'a (Cebrâîl) ircâ' edilen (dayandırılan) hac menâsikinin bu ircâ'sının, vakıaya mutabık ve muvafık olup-olmadığı da tartışılmıştır. Klasik kaynaklardan Câhiliye'ye ilişkin verileri elde etme, bu verilerin analizlerini yaparak bir senteze varma şeklinde takip edilen yöntem neticesinde, Kur'an'ın hac menâsikinin, şirk unsurlarından ayıklanmış ve tevhitle mayalanmış, İslâm öncesi Hicaz bölgesi Arap ve diğer kadîm toplumların ilah evleri ritüellerinin bir devamı niteliğinde olduğu anlaşılmıştır.Öğe Esoteric interpretation of salaat and ablution in Alevi-Bektashi "buyruk and Makâlât"(Gazi Universitesi, Turk Kulturu ve Haci Bektas Veli, 2017) Dindi, EmrahSalaat, ablution and full ablution are among the most basic rituals of Quran. Although Islamic scholars agree on what these religious services are, which are performed in certain times with certain conditions, especially in Sufism, and in Alevi-Bektashi belief, which is the extension of Sufism in Anatolia, and in classical sources of them, some esoteric and spiritual salaat and ablution considerations, which are not opponent but at least adverse to obvious/formal religious duties have appeared. Under the influence of these considerations, today, some Alevi-Bektashi people have moved away from the Orthodox Islamic concept, which is the biggest body of Islam, and have brought a discourse in which it is claimed that the sincerity and the essence are the most important concepts in Alevi worshipping philosophy rather than formal actions, and the salaat in the Quran was not in the form which was perceived and applied by Sunni people today, the real salaat was mentioning God internally, and the real ablution was clearing the soul, which caused that a problem aroused telling that this discourse did not agree and is not consistent with classical sources. For this reason, the salaat and ablution interpretations included in the Four Gates (Shariah, Dervish Order, Wisdom, Absolute Truth), in basic classical sources of Alevi- Bektashi, and in "Buyruk and Makâlât", which are attributed to Haci Bektaş Veli and Sheikh Safi, starting with the Sufis in Bagdad, Basra and Kufe, have been examined in detail in the study to cast a light on this problem. As a result of the study, it has been concluded that the salaat and ablution in Alevi-Bektashi belief are accepted as the basic and ideal worshipping forms in the interpretations of Dervish Order, Wisdom, Absolute Truth Gates, the obvious salaat and ablution, which exist in the Shariah gate in the first and deepest rank, and which are exhibited with the certain shapes and forms of organs, are not held over or postponed, and are not ignored.Öğe KUR'ÂN'I TEOSENTRİK VE TARİHÎ OKUMADENEMESİ: ASHÂBU'L-FÎL ÖRNEĞİ(2017) Dindi, EmrahKur'ân'ın yaklaşık üçte biri tabiî ve tarihî hadiselerden bahsetmektedir. Ashâbu'l-Fîl hadisesi de bu türdendir. Bu olaydan bahseden pasajlara bakıldığında, Kur'ân'ın söz diziminin (mantûk ve melfûzunun) Allah merkezli bir dil dizgesine sahip olduğu görülür. O bakımdan onun bu hâkimiyet ifade eden dil dizgesinin etkisinde kalarak, Kur'ân'ı teosentrik, lâhûtî bir yoruma tabi tutanlar, Kur'ân'da hikâye edilen bu tarihî olayı, Tanrı'nın tarihe olağanüstü, mucizevî bir müdahalesi olarak ele almışlardır. Bununla beraber Kur'ân'ı nâsûtî, tarihî ve vakiî okumaya tabi tutanlar da bu tür olayların fevkalâde, harikulâde hadiseler değil tabiî, alelâde (ma'hûd ve me'lûf) olaylar olduğunu ileri sürmüşlerdir. İşte lâhûtî okuma biçiminin ileri sürdüğü gibi bu hadise, gerçekten Tanrı'nın, yer yer tarihî ve toplumsal olaylara mucizevî, olağanüstü bir şekilde müdahalesinin mukadder bir sonucu mu yoksa tabiî yorum metodolojisinin öncelediği gibi tabiî, tarihî ve toplumsal koşulların alelâde bir iktizası mı olduğu hipotezi bu çalışmada irdelenmeye çalışılmıştır. Kadim literatürden veriler elde etme, bu verilerin analizlerini yaparak bir senteze varma şeklinde takip edilen yöntem neticesinde, Fil hadisesi teosentrik, lâhûtî okuma metodolojisinde ileri sürüldüğü gibi mucizevî, harikulâdevî bir olay değil, nâsûtî, tarihî okumada görüldüğü gibi tabiî, alelâde bir hadise olduğu sonucuna varılmıştır.Öğe Kur’ân’i Teosentrik ve Tarihî Okuma Denemesi: Ashâbu’l-Fîl Örnegi(Istanbul Üniversitesi, 2017) Dindi, EmrahKur’ân’inyaklasik üçte biri tabiî ve tarihî hadiselerden bahsetmektedir. Ashâbu’l-Fîlhadisesi de bu türdendir. Bu olaydan bahseden pasajlara bakildiginda, Kur’ân’insöz diziminin (mantûk ve melfûzunun) Allah merkezli bir dil dizgesine sahipoldugu görülür. O bakimdan onun bu hâkimiyet ifade eden dil dizgesininetkisinde kalarak, Kur’ân’i teosentrik, lâhûtî bir yoruma tabi tutanlar,Kur’ân’da hikâye edilen bu tarihî olayi, Tanri’nin tarihe olaganüstü, mucizevîbir müdahalesi olarak ele almislardir. Bununla beraber Kur’ân’i nâsûtî, tarihîve vakiî okumaya tabi tutanlar da bu tür olaylarin fevkalâde, harikulâdehadiseler degil tabiî, alelâde (ma’hûd ve me’lûf) olaylar oldugunu ilerisürmüslerdir. Iste lâhûtî okuma biçiminin ileri sürdügü gibi bu hadise,gerçekten Tanri’nin, yer yer tarihî ve toplumsal olaylara mucizevî, olaganüstübir sekilde müdahalesinin mukadder bir sonucu mu yoksa tabiî yorummetodolojisinin önceledigi gibi tabiî, tarihî ve toplumsal kosullarin alelâdebir iktizasi mi oldugu hipotezi bu çalismada irdelenmeye çalisilmistir. Kadimliteratürden veriler elde etme, bu verilerin analizlerini yaparak bir sentezevarma seklinde takip edilen yöntem neticesinde, Fil hadisesi teosentrik, lâhûtîokuma metodolojisinde ileri sürüldügü gibi mucizevî, harikulâdevî bir olaydegil, nâsûtî, tarihî okumada görüldügü gibi tabiî, alelâde bir hadise oldugusonucuna varilmistir.Öğe Kur’ân’ı Teosentrik ve Tarihî Okuma Denemesi: Seylü’l-Arim Örneği(2017) Dindi, EmrahKur’ân’ın yaklaşık üçte biri tabiî ve tarihî hadiselerden bahsetmektedir. Seylü’l-Arim (ArimSeli) hadisesi de bu türdendir. Bu olaydan bahseden pasajlara bakıldığında, Kur’ân’ın söz diziminin (mantûk ve melfûzunun) Allah merkezli bir dil dizgesine sahip olduğu görülür. Bu bakımdan Onun bu hâkimiyet ifade eden dil dizgesinin etkisinde kalarak, Kur’ân’ı teosentrik,lâhûtî bir yoruma tabi tutanlar, Kur’ân’da hikâye edilen bu tabiî ve tarihî olayı, Tanrı’nın tarihe olağanüstü, mucizevî bir müdahalesi olarak ele almışlardır. Bununla beraber Kur’ân’ı nâsûtî,tarihî ve vakiî okumaya tabi tutanlar da bu tür olayların fevkalâde, harikulâde hadiseler değiltabiî, alelâde (ma’hûd ve me’lûf) olaylar olduğunu ileri sürmüşlerdir. İşte lâhûtî okuma biçiminin ileri sürdüğü gibi bu hadise, gerçekten Tanrı’nın, yer yer tabiata, tarihî ve toplumsal olaylara mucizevî, olağanüstü bir şekilde müdahalesinin mukadder bir sonucu mu, yoksa tabiî yorum metodolojisinin öncelediği gibi tabiî, tarihî ve toplumsal koşulların alelâde bir iktizası mıolduğu hipotezi bu çalışmada irdelenmeye çalışılmıştır. Kadim literatürden veriler elde etme,bu verilerin analizlerini yaparak bir senteze varma şeklinde takip edilen yöntem neticesinde,Arim seli hadisesi teosentrik, lâhûtî okuma metodolojisinde ileri sürüldüğü gibi mucizevî,harikulâdevî bir olay değil, nâsûtî, tarihî okumada görüldüğü gibi tabiî bir hadise olduğu sonucuna varılmıştır.Öğe "Şerhu Hutbeti'l-Beyân"da Hz. Ali ve Ehl-iBeyt ile İlişkilendirilen Kur'ân Ayetleri veBunların Yorumu(2016) Dindi, EmrahGeçmişte Alevî-Bektaşî inanç ve düşünce sisteminin beslendiği eserler ve bu eserlerde bu inanç ve düşünce sistemini temellendirmek için başvurulan ayetler ve bunların yorumları günümüzde Alevî-Bektaşîleri için büyük önem arzetmektedir. O nedenle bu makalede, Alevî-Bektaşîlerin temel referanslarından biri olan, Hz. Ali'nin sözlerini ihtiva ettiği ileri sürülen "Hutbetu'l-Beyân" ve XV. yüzyılın ortalarında Osmanlı döneminde Seyyid Hüseyin Gaybî tarafından bu esere yapılan şerh'te, Kur'ân'a ve ayetlere yapılan atıflar ele alınmıştır. Bu bağlamda, o dönem Anadolu halkının dinî inanç ve kültürlerine ışık tutan bu şerh'te, Hz. Ali ve Ehl-i Beyt tasavvuruyla ilişkilendirilen Kur'ân ayetleri ve bu ayetleri anlama, yorumlama biçimleri irdelenmiştir. Öte yandan bu ayetlerle ilişkilendirilen yorum ve rivayetlerin, Şi'î ve Sünnî kaynaklardaki yorum ve rivayetlerle bağlantısı tartışılmıştır. Araştırma neticesinde, Şerh'in, Hutbetu'l-Beyân'daki efsanevî Ali tasavvurunu ve Ehl-i Beyt sevgisini, ayetlerin zahirini ihmâl ve iskât ederek Kur'ân'la temellendirme çabası içinde olduğu sonucuna varılmıştır.Öğe The Dialectic Relation Between Jahiliyya Arabic Hajj Rituals and the Qur'anic Rituals(Cumhuriyet Univ, Fac Theology, 2017) Dindi, EmrahIn this article, the purpose is to contribute to the methodology in understanding the Qur'an within its dynamic culture in its period by interpreting the Hajj ritual in the Qur'an with its being divine text-phenomenon and revelation- reality dialectics and by introducing pre-Islamic jahiliyya Arab and anthropological foundations of these rituals. The issue of whether the.ajj imagination and customaries mentioned in the Qur. an are initial and invention, which are re-organized from the initial stage, is investigated in this study. Similarly, the issue of whether the Hajj is based on metaphysical bases i.e. to Abraham and Adam, and then, to Holy Spirit (the Angel Gabriel) by the majority of Islamic scholars in a purifying and glorifying, and apological manner being in agreement with the reality or not is also examined in the study. As a result of the method in which the data collection is made from classicalÖğe TÛR-I SINÂ KISSASINI ISRAILOGULLARININ TESBIHÎ VE TECSIMÎ TANRI TASAVVURU ZEMININDE OKUMAK(Sinop Üniversitesi, 2019) Dindi, EmrahBumakalede Tur-i Sina kissasinda yer alan Tanri’nin insan yahut doga varliklaribiçiminde algilanmasini ifade eden tesbihî (antropomorfik) yahutTanrinin tecelli ve tezahürünü, kendisini açma ve ifsasini bildiren tecsimî (teofanik)mahiyetteki Israilogullari itikatlari, Tanri tasavvur ve tahayyülleri hem senkronik(es zamanli) hem de nüzul dönemi Yahudi Tanri tasavvurlariyla iliskili olarak diakronik(art zamanli) okunmaya ve irdelenmeye tabi tutulmustur. Bu irdeleme yapilirkenmetinlerin kronolojisi esas alinarak öncelikli olarak Tanah’ta yer alan Tur-iSina kissasi ile ilgili Tanri anlati ve tasvirlerine, vahiy-dag kültüiliskisine yer verilmis, ardindan Kur’an’da yer alan ayni kissada benzeri Tanritasavvur ve algilarinin yer alip almadigi, almis ise kissanin anlatimiylaverilmek istenen asil mesajin ne oldugu, Ibrani-Kenan Tanri tasavvurlarinda,kadim toplumlarin vahiy ve dag kültünde Kur’an’in bir dönüsüm gerçeklestiripgerçeklestirmedigi, ortaya konulmaya çalisilmistir. Bu minval üzere Tanah,Kur’an, Tefsir ve modern çalismalardan kissa ile ilgili verilerin toplanip,analizlerinin yapilip ve bir senteze varmanin hedeflendigi bu çalismaneticesinde, Kur’an’da hikâye edilen Tur-i Sina kissasinda yer alan tesbihî (antropomorfik)ve onun tecellisi ve tezahürünü ifade eden tecsimî (teofanik) Tanribetimlemeleri, Islam’in Allah imajini mi yansittigi yoksa Israilogullaridilinden tahkiye edilen Tanri algilarinin bir hikâyesi mi oldugu problemi aydinligakavusturulmustur.