Bildiri ve Sunum Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 2 / 2
  • Öğe
    Üniversite Ögretim Elemanı Yetistirme Programında “Tolerans Egitiminin” Yeri ve Önemi
    (Uluslararası Yüksekögretim Kongresi: Yeni Yönelisler ve Sorunlar, 2011) Ersanlı, Ercümend; Dicle, Abdullah Nuri
    Toplumsal bar›fl ve huzurun sa¤lanmas› ve ruh sa¤l›¤›n›n korunmas›nda; bireyin tolerans düzeyinin önemli oldu¤ u bir gerçektir. Tolerans, “herhangi bir zarar görmeden, strese, yüke, ac›ya, bask›ya vb. dayanma, katlanma yetisi” olarak tan›mlanmaktad›r. Tolerans, içsel gerilime yine kendi içinden güç alarak bir dayanma ve tahammül etme durumudur. Farkl›l›klara müdahale etme gücü olmad›¤› halde onlar› kabul etme ise tolerans de¤il, tevekküldür. Birey bu içsel gerilimini toleransla dengelemeye, bir anlamda da ruh sa¤l›¤›n› korumaya çal›flmaktad›r. Olumlu ruh sa¤l›¤›n›n temelinde bireyin kendisinin veya baflkalar›n›n da yanl›fllar yapmas›na izin verme, esnek olabilme, belirsizlikleri kabullenebilme, engellenme efli¤ini yüksek tutma ve kendi sorumlulu¤unu tafl›yabilme vard›r. Tolerans bütün bu temellerin göstergesi olup ak›lla karar verildi¤i için daha çok ak›l ifli, hoflgörünün gönülle kabul edildi¤i ve r›za ile yap›ld›¤› için gönül ifli oldu¤unu söyleyebiliriz. ‹nsan iliflkileri aç›s›ndan da önemli olan tolerans, karfl›s›ndakinde direnç oluflumunu engeller. Çünkü direncin olufltu¤u yerde iletiflimi zorlafl›r. ‹liflkiler zorlafl› r ve dolay›s›yla de¤iflim engellenir. Bu nedenle tolerans de¤iflime zemin haz›rlayan bir tutumun ifadesi olarak da görülebilir. Ayn› zamanda tolerans bir uzlaflma zemini haz›rlad›¤›ndan toplumun demokratikleflmesine de katk› da bulunmaktad›r. Anlafl›l›yor ki tolerans, insan iliflkilerinin düzenlenmesinde, demokratik ortam›n oluflturulmas› nda oldukça önemli anlay›fl ve tutumu ifade etmektedir. Üniversite ve ö¤retim eleman› demokrasinin geliflmesinde rol model olmalar› beklenen bir durum oldu¤una göre, ö¤retim eleman› yetifltirme politikas›n›n do¤ru belirlenmesi ve sürdürülebilmesi için üniversite ö¤retim elemanlar›n›n tolerans düzeylerinin belirlenmesine de ihtiyaç duyulmaktad›r. Bu nedenle ö¤retim elemanlar›n›n ald›klar› e¤itim alan›na, akademik durumuna, yafl ve cinsiyet de¤iflkenlerine göre tolerans düzeylerinin belirlenmesi ve tolerans düzeylerinin yükselmesi için, ö¤retim eleman› yetifltirme programlar›n›n düzenlenmesi ile ilgili öneriler gelifltirilmifltir.
  • Öğe
    Motivasyonel görüşme uygulamalarının otostik çocuğa sahip ailelerin kaygı düzeylerine etkisi
    (The Fifth International Congress of Educational Research, 2013) Dicle, Abdullah Nuri
    Bu araştırma, araştırmacı tarafından Motivasyonel Görüşme tekniğine dayalı olarak hazırlanmış Motivasyonel Görüşme Uygulamalarının otistik çocuğa sahip ailelerin kaygı düzeylerine etkisinin incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Bu amaç doğrultusunda araştırmada, Motivasyonel Görüşme Uygulamalarının otistik çocuğa sahip ailelerin kaygı düzeylerine etkisi var mıdır? sorusuna yanıt aranmıştır. Araştırmanın deney ve kontrol grubu otistik çocuğa sahip toplam 22 ebeveynden oluşmuştur. Araştırmada “Kontrol Gruplu Ön-test ve Son-test Modele” dayalı deneysel desen kullanılmıştır. Araştırmada çalışma grubunu oluşturan otistik çocuğa sahip ailelerden gerekli verileri elde etmek amacıyla Kişisel Bilgi Formu ve Spielberger Durumluk-Sürekli Kaygı Envanteri ön-test olarak uygulanmıştır. Deney grubu ile araştırmacı tarafından hazırlanan Motivasyonel Görüşme Uygulamaları haftada 2 kez, 90-120 dakikalık oturumlar şeklinde, 5 hafta süresince 10 oturum olarak Bafra Otistik Çocuklar Eğitim Merkezinde gerçekleştirilmiştir. Kontrol grubu ile hiçbir çalışma yapılmamıştır. Deney ve kontrol gruplarına Spielberger Durumluk-Sürekli Kaygı Envanteri son-test olarak uygulanmıştır. Deney ve kontrol gruplarına uygulanan Spielberger Durumluk-Sürekli Kaygı Envanterinden aldıkları ön-test ve son-test puanları araştırmanın denencelerini test edecek şekilde düzenlenmiştir. İstatistiksel analizler sonucunda, deney ve kontrol grubunun durumluk – sürekli kaygı düzeyleri ön-teste göre düzeltilmiş son-test ortalama tutum puanları arasındaki farkın anlamlı oluğu ve motivasyonel görüşme uygulamalarına katılan otistik çocuğa sahip ebeveynlerin durumluk – sürekli kaygı düzeyleri son-test tutum puanlarının, ön-test tutum puanlarından anlamlı bir şekilde farklılaştığı görülmüştür. Elde edilen bulgular literatür ışığında değerlendirilmiş ve motivasyonel görüşme uygulamalarının otistik çocuğa sahip ailelerin durumluk-sürekli kaygı düzeylerinin azalmasında etkili olduğu sonucuna varılmıştır. Programın etkililiğini test etmek amacıyla izleme ölçümünün yapılabileceği, yapılacak yeni bir çalışmada bir plasebo grubunun da oluşturulabileceği, ailelere bireysel rehberlik ve psikolojik danışmanlık hizmetlerinin de verilebileceği, bu teknik ve programın diğer engel grubuna sahip çocukları olan ebeveynlere de uygulanabileceği önerilmiştir.